
arabamı satalı 1 yıl oldu. istanbul’da bana araba filan lazım değil, bunu geç de olsa idrak ettik. araba olsa ne olacak ki, trafik derdi, arabayı park etme derdi filan bir sürü stres yaşıyoruz. vergisi, sigortası, yakıtı, falanı filan 3,5 adamın harcadığı parayı harcıyor durduğu yerde. üstelik fazla araba kullanan biride değilim. hal böyle olunca araba mı sattım ve zaman geçtikçe ne kadar iyi bir iş yaptığımı anladım yani kendimle gurur duydum 🙂
peki arabayı sattıktan sonra; mesela şu an ne yapıyorum ?
tabi ki arabaya binmiyorum 🙂 araba lazım olduğu zaman gidip araba kiralıyorum. yılda 5,6 defa araba lazım olacak diye kapının önüne araba yatırmak akıllı adam işi değil.
araba kiralama işinde titiz bir adam oldum için ince eler sık dokurum. çünkü bu iş öyle riskli ve insanın başına bela açan bir iş ki internette bunun bir sürü örneklerini okuyabilirsiniz. neyse, ben işin bu kısmı üzerinde durup fazlaca kafa ütülemeyecem ve direk meseleye girecem.
internetten araba kiralama şirketlerine bakıyorum, o kadar çok var ki, bir sürü… bir sürü araba kiralama şirketi var da bunların bence yarısından fazlası merdiven altı firmalar. adamların öyle teklifleri var ki, sunulan bu teklifler insanın hoşuna gitmiyor değil. mesela diğer araba kiralayan kurumsal firmaların önerdiği fiyatın yarısına araba kiralıyorlar bunlar. işi bilmeyen arkadaşlar hemen balıklama atlıyorlar bu tekliflerin üzerine. koşa koşa gidip araç kiralıyorlar buralardan ve basıyorlar imzayı. peki ya sonra ne oluyor ? aradan 3,4 ay geçtikten sonra postacıdan bir evrak alıyorsunuz. birde bakıyorsunuz adınıza mahkeme açılmış, haydaaa !
neyse konuya girelim…

1- AVİS DENEYİMLERİM
avis’i yıllardır duyarım, bilirim. ben avis’in koç holding bünyesinde hizmet veren bir firma olduğu bilmiyordum. internetten avis’in web sitesine girerek randevu oluşturdum. benim oturduğum yer levent civarı olduğu için buraya en yakın şube zincirlikuyu ama ben gittim atatürk havalimanından kiraladım aracı ( atatürk havalimanı kapanmadan evvel) atatürk havalimanı dış hatlardan aracı teslim aldım. bana teslim ettikleri aracın içi yeni kokuyordu. 6 bin km’de bir araç verdiler. aracı kullandım ve teslim günü geldiğinde aracı nereden teslim aldıysam oraya teslim ettim. yani atatürk havalimanının arkasında bulunan yük kargo bölümü…devasa ve manyak bir yer, yüzlerce kiralık araç dolu burası. arabayı teslim etmeden evvelde aklımdan şunlar geçiyordu; şimdi arabanın altına üstüne, her yanına bakıp beni sinirlendirirler, her yerini didik ederler 🙂 ama karşılaştığım manzara karşısında şaşırdım. atatürk havalimanı yük ve kargo bölümünde aracı benden teslim alan genç arkadaş gayet güler yüzlü, hoş geldiniz dedi ve aracın koltuğuna oturarak kilometre bilgilerini ve depoda ne kadar yakıt kaldığını yazdı çizdi ve sonra kağıdı bana imzalamam için uzattı, imzaladım. teşekkür ederim dedi…
ben daha arabayı inceleyecekler diye bekliyorum. yetkili arkadaş yanımda uzaklaşarak gitti. arkasından bağırdım: bu kadar mı ! evet dedi hepsi bu.. vay be ! adamlar arabanın etrafında şöyle laf olsun kabilinden bir geziverdi, kabaca şöyle bir baktı işte hepsi bu. hiç abartmıyorum, zaten buradan araç kiralayan kişiler bu yazıyı okuduklarında bana hak verecekleridir. aradan 2 gün geçti ve depozitoyu tekrardan kredi kartıma geri iade ettiler. kurumsal firmalarla iş yapmanın keyfini ve gerekliliğini bir kez daha anlamıştım.
1- BUDGET DENEYİMLERİM
günlerden bir gün şehir dışına gitmem icap etti… yani yeni bir araç kiralama serüveni daha başlayacaktı. avis internet sitesinden randevu oluştururken tesadüf budget firması diye bir firmanın web sitesine girdim. sonra siteyi incelerken bu firmanın da koç’lara ait olduğunu gördüm. herifler neredeyse bütün araç kiralama şirketlerine sahip.
ben öyle tanımadığım bilmediğim firmalardan araç kiralamam. emin olun arabayı al aslanım bu bizden olsun deseler yani bedava da verseler gene kiralamam. 100 lira kar edeceksin diye öyle rezillikler yaşatırlar ki adama ananızdan doğduğunuza pişman ederler sizi. gerçi benim başıma böyle felaketler gelmedi ama çok duydum mağdur edilen insan. zaten ülkede doğru düzgün bir hukuk sistemi yok birde bu iblislerin kucağına oturdun mu yandın gitti.
budget’in levent’te ofisi var. daha önce internet üzerinden rezervasyon yaptırmıştım. levent ofisine gittim… tıpkı avis’de yaşadığım kiralama sürecinin aynısını burada da yaşadım. görevli arkadaş bana teslim edilmek üzere bir araç getirdi. ya adamların elinde hiç mi eski araç yok anlamadım ! bana teslim ettikleri araç sıfır gibi bir şey… insan binmeye kıyamıyor. aracı aldım. dolu depo veriyorlar ve dolu depo istiyorlar üstelik sınırsız kilometre kullanım hakkı.
aracı 3 gün kullandım. 3. günün sonunda aracı levent’de bulunan ofislerine teslim ettim. arabayı benden teslim alan arkadaş tıpkı avis’de olduğu gibi arabayı hiç kontrol etmedi. arabanın etrafında şöyle bir tur attı ve tamam. arabayı teslim ettiğime dair bir kağıt imzaladım ve işlem bitti, hadi bana güle güle 🙂
3- GARENTA DENEYİMİMLERİM
kimindir kimlerindir bilmem. hiç araştırmadım. buradan şahsen araçta da kiralamadım. kiralayan bir arkadaşımın yanındaydım sadece…
arkadaşımla garenta’ya araç kiralamaya gittik. taksim’de bulunan ofislerindeyiz. personel gayet güler yüzlü, çay içer misiniz bile dediler 🙂 acelemiz vardı çaylarını içmeden arabayı kiraladık ve voltamızı aldık. istanbul’dan izmir’e doğru yola koyulduk. bize verdikleri araba avis ve budgetin arabaları kadar yeni olmasa da eskide değil 45 binde tertemiz bir araba verdiler ve araba gayet güzel.
aradan 3 gün geçti ve biz arabayı teslim etmek için garenta firmasının taksim de bulunan ofisinin yer altında bulunan katlı otoparkındayız. teslim noktası da heyecan verici (!) bir yer. arabayı teslim etmek için sıra bekliyoruz. önümüzde bir kaç araba var… biz o ara arabanın içinde geyik yapıyoruz. sıra bize geldi araçtan indik aracı bizden teslim alan elemanda güleryüz yok beton gibi bir adam. insan hoş geldiniz filan der. arabaya bakıyor, polis gibi inceliyor arabayı sanki uyuşturucu ticareti yapıyoruz ve çevirmeye denk geldik. sinirlendim ve hayırdır bilader ne arıyorsun ? bana baktı… arabayı kontrol ediyorum dedi. iyide araba böyle mi kontrol edilir, içini dışını polis gibi arıyorsun, ne iş ? bizde böyle demesin mi…
arabayı teslim alan görevliye hitaben “bu kadar fazla detaya girmeniz yanlış, müşteriyi rahatsız eden bir tavrınız var, bu hoşuma gitmedi” dedim. arkadaşım kağıdı imzaladı ve tam ayrılacaktık söz konusu görevliye hitaben tamam sanırım dedim… bana ne dese iyi; şimdilik tamam dedi ! şimdilik derken… yani şimdilik tamam dedi ve ekledi: ne bilelim arabanın altını sürtmediğinizi, altına hasar olup olmadığını, yağ akıtmadığını, ne bilelim mazot yerine benzin doldurmadığınızı dedi. o zaman neden teslim alıyorsun dedim ? eğil bak arabanın altına ! peki ben nereden bileyim sen bu arabayı benden teslim aldıktan sonra çıkıp kullanmayacağını ve kaza yapıp suçu benim üzerime atmayacağını ? gördüğünüz gibi saçma sapan bir diyaloğun içerisindeyiz. 15 dakika bu şekilde tartıştık ve ayrıldık.
piyasada daha bir sürü araç kiralama şirketi var. bunların hepsinden teker teker bahsedecek değilim. ben burada en fazla göze çarpan araç kiralama firmalarının üzerinde bir değerlendirme bulundum. sizin konuyla ilgili tavsiyeleriniz varsa yorum kısmından bunları beklerim.
araba kiralayacaksanız ya avis’den ya da budget’den kiralayın derim. bu iki firmadan defalarca araba kiralamış biri olarak bir kere bile beni üzdüklerini ve sinirlendirdiklerini hatırlamam.
bu adamlar yaptıkları işi o kadar önemsiyorlar ki, araba kiralama işi bittikten bir kaç gün sonra sizi telefonlar arıyorlar ve genel olarak araç kiralama hizmetinden, arabayı teslim aldığınız ofis de bulunan elemanların tavırlarından memnun olup olmadığınızı soruyorlar.
araba başına 10 lira 15 lira kar edeceğim diye gidip aptal saptal bir ton ne idüğü belirsiz “bela” adamlarla uğraşmayın. bakın, ettiğim bu son lafı ezbere söylemiyorum ! gerçekten pişman olursunuz… macera aramaya gerek yok, her zaman kurumsal firmalarla çalışmak en iyisidir.
Avis ve Budget tek geçerim gerisi hikaye
bende aynı fikirdeyim 🙂